16 Haziran 2013

Her Türlü Sonumuz Ölüm Mü ?



Şu sıralar uyuyamıyorum pek. Niye bilmiyorum. Gerçi şu sıralar neyi biliyorum ki onu da bilmiyorum. 
Pek karışık bir yaşamın ortasında buldum kendimi. Çevreme gülümserken, hiç bir şey yokmuş gibi konuşmalarımı sürdürürken, bir yandan da içimdeki tartışmalarda boğulur oldum.

Bildiğim birşeyler de yok değil aslında. Karar vermeliyim bunun farkındayım en azından. Ya tamam ya devam belki de bu. 

Hayatımda hiç bu kadar orta yerde kalmamıştım. Biliyorum, bir adım atsam; tutuşur, yanar, ölürüm, yerimde dursam nefes alamaz; boğulurum. 
Hangisi olmalı? Farklı şeyler mi bunlar, işte bunu da bilmiyorum. 

Ölüm.. Nasıl öldüğümüz önemli midir ? Değildir diyorum hemencecik düşününce, sonuçta gidilen yer toprak öyle değil mi?.

Sizlerinde kafasını karıştırdım sanırım. Neyse diyeceğim o ki; 

Şimdi ben,
Bu 'yaşamın ateş çemberi' nin tam ortasında; tek ayağı kırılmış bir sandalyede oturmuş, düşünüyorum derin derin, ne olacağını bilmeden.. Arada bir ayaklanıyorum gitmek için; sonra yine vazgeçiyorum. 

Ve yavaş yavaş nefes alıyorum; 
tüketmemek için ömrümü, direniyorum..

12 Haziran 2013

Küçük bir çocuğum şimdi.



Sevmiyosun sen beni.
Seviyo olsan bırakıp gider miydin ki?
Hani ben Herşey’indim senin?
Herşey’ini bırakıp nereye gittin ki şimdi?
Bitanen’dim ?
Aşkın, Sevgilin’dim ya hani; nerdesin peki şimdi?
Niye beraberken mutlu olmayı beceremedik ki?
Kaç kere denedik?
Peki niye hep mutsuz olduk ki?
Seviyorum seni üzülmeni ister miyim hiç derdi babam, 
Sende seviyosan beni, 
Üzülmemi niye istedin ki?
Hani söz vermiştik ?
Sarılmıştık sıkıca.
Bırakmak yoktu.
Ama bak, bıraktık işte.
Neyse, olsun.
İlk başlarda da uzaktan sevmiştik ya birbirimizi;
Yine öyle yaparız dimi?
Hatırlar mısın bilmem; hiç boynumdan çıkarmadığım o kolyemi öpmüştün ya hani. 
Her an yanımda hissetmek için seni, çıkarmadım hiç kolyemi.
Beni o koruyo biliyormusun?
Bi gün gel yine öp onu, olur mu?
Sonra istersen, yine gidersin.
Kokun gidiyo çünkü.
Korkuyorum bende, sensiz.

9 Haziran 2013

Sessizlik Köşem.



Yeni başlangıçlara yeni anlamlar yükleriz çoğu zaman;
Yeni umutlar ekeriz yüreğimize, yeni ümitler yeşertiriz.
En güzel aşk meyvelerini dikeriz yüreğimizin ortasına.
Bir de gülüşmeler serpiştiririz aralara.
Tüm bunları da mutluluk gözyaşlarımızla sularız..
Güzel olan yüreğimiz daha da güzelleşsin isteriz.
Ama bir zaman sonra,
Dönüp bakınca;
O bir zamanlar aşk bahçesi olan yüreğimize,
Solmuş umutlar görürüz,
Kurumuş ümitler,
Kırılmış hayaller.
Çünkü artık, 
Mutluluktan değildir o gözlerden akan yaşlar.
Çaresizliktendir, yorgunluktandır.
Bu yüzden soldurur, kurutur herşeyi.

Dostlarım; bir çift sözüm var şimdi sizlere.                                             
Talan olmuş yüreğim,
Temizlemeye de yoktur mecalim.
Ne yeni bir bahçe yapmak isterim.
Ne de ondan kalanları süpürüp silmek.
Bırakın beni bu yürekle başbaşa.
Ben sessizlik köşeme çekilirim.