25 Eylül 2013

Acır bazen yüreğimiz. Ucu ateşli ok misali saplanan sözlerle.



Bir kaç damla süzülüyor yanaklarımdan. Engel olamıyorum. Alıyorum elime kalemimi. Ve farkediyorum ki; içimden geldiğince yaşayamadığım gibi, içimden geldiği gibi de dökemez olmuşum; yüreğimden mürekkebime, sessiz kelimelerimi. Olmuyor işte, söyleyemiyorum içimdekileri, böyle; sensizce.
Oysa gelsen, bir gülümsesen bana,
Gerek kalmayacak; tüm bunlara..

BÜŞRA SABURLU

21 Eylül 2013

Veda'ların tek artısı beraberinde kavuşma'ları da getirebileceğidir.




Vedalar.. 

Niye üzer ki bizleri.. 
Birlikte daha güzel günler yaşayabilecekken; 
Yaşamadan gidişimidir, 
Acıtan yüreğimizi.. 
Yoksa gideni bir daha görememe korkusu mu; 
Akıtmaya yeter, 
Gözyaşlarımızı..

9 Eylül 2013

Neyse..



Bazen şarkılarda buluyorum seni, kimi zaman sokaklarda belki de.Bazen aynada, tam karşımda..Bazen de sessiz köşemde..Gelipte kurulmuş olarak, öylece..Yüzün asık..Hadi gülümse diyorum, yine... Bak kaşlarının arası öyle çizgi olarak kalacak diyorum, ama duymuyorsun sanki beni..Yanına yaklaştıkça kayboluyorsun..Ve tek ayağı kırık sandalyemde, yine tek bırakıyorsun beni..
Oysa gitmesen..
Ayrılığı değil de aşkı yazsak beraber..
Hüznü değil de sevinci..
Peki, tamam, sustum.
Yapamayacağımız şeyler söylüyorum, haklısın.

Neyse, 
Sen yine hoşça kal.
Ben burda kalırım.

BÜŞRA SABURLU





7 Eylül 2013

Gözlerim gözlerine değince felaketim olurdu, ağlardım..



Olurda bir gün; gözlerin değerse gözlerime,
Öylece bekleyelim biraz, olur mu?
Bedenlerimiz izin vermiyor,
Bari bırakalım da; gözlerimiz buluşsun,
Sessiz bir köşede..


BÜŞRA SABURLU

6 Eylül 2013

Koku; bir tanedir.



Sende git.
Git ellere;
Düşünmeden, ellerimi.
Ver gözlerini;
Unutarak, gözlerimi.
Hadi.
Git.
Başka tenlerde bul kokumu.
Benimkini hatırlayarak!

BÜŞRA SABURLU

3 Eylül 2013

Hadi! Bir düş kur önce; sonra gülümse, güzelce..



Hadi.
Gözlerini kapa.
Gökkuşağındaki güzelim renklerin, masmavi sularla bütünleştiğini düşle..
Dalga seslerinin ahenk oluşturupta kulaklarına geldiğini..
Ve, hafifce bir rüzgarın saçlarına değdiğini..
Bir masa düşün..
Küçük, sade ve bir o kadar da şık.
Bir pasta var orada.
İki çatal, 
Tek bıçak,
İki tabak.
Ve doldurduğun yaşın kadar rengarenk mumlar..
İşte tam zamanı!
Şimdi bir dilek tut;
Hayatındaki gerçekleştirebileceğin tek dilek hakkınmışcasına.
Sonra, güzelce üfle mumlarını..
Tamamdır.
Hadi! 
Şimdi aç gözlerini,
Beni görebildiğini söyle bana,
Ruhumun yanında oldugunu hissedebildiğini,
Ve,
Oradaki tabağa benim için de bir dilim pasta koymayı unutmadığını..
Hadi.
Benim için kocaman gülümse de, bende hissedeyim; varlığını.

BÜŞRA SABURLU