26 Ocak 2014

Aslında hiç birimiz yalnız değiliz.


Bazen söylenen bir kelime aldırıyor elime kalemimi, bazen bir bakış bazen bir dokunuş, kimi zaman gülümsemeler çoğu zaman ağlayışlar.. Sonra alıyorum elime samandan yapma kağıtlarımı ve döküyorum yüreğimden geçenleri mürekkebime.. Bazen aşk yazıyorum; özledim diyorum, seviyorum diyorum ama çoğu zaman da acılar dökülüyor tane tane kağıdıma. Ayrılık, yokoluş, hasret, hayal kırıklıkları, umutsuzluklar, yalnızlık ya da sessizlik. Ben mi bu kadar karamsarım yoksa dünya mı bu kadar acımasız bilemiyorum. Bildiğim tek şey var ya da öğrendiğim diyelim; bu dünyaya gelirken tek geldik ve giderken de kimse bize eşlik edemeyecek. Zaman zaman insanlar gelecekler yanınıza, kurulacaklar hiç gitmeyecekmişcesine baş köşenize ve sonra siz arkanızı döner dönmez puufff uçup gidecekler. Aldırmayın; gülümseyin, geçin. Ne demiş William James, ' Mutlu olduğumuz için gülümsemeyiz, gülümsediğimiz için mutlu oluruz.' 

Siz siz olun kimsenin size vereceği mutluluktan medet ummayın. İnsanın doktoru kendisidir, unutmayın. Sizde kendi kendinizi mutlu etmeyi öğrenin. Ve inanın bu şekilde yaşayacağınız mutluluk; başkalarının sizi üç gün mutlu edip, beş gün o mutluluğu burnunuzdan getirmesinden çok daha iyidir. 
Onlara en büyük ceza, sizin onlar olmadan da yaşayabileceğiniz mutluluğunuzdur, emin olun. 

Hadi gülümseyin yüreğinizden gelerek; herşeye, herkese inat dik durun hayata karşı, 


Ve şu cümlelerimi unutmayın;

Yeşilin maviyle öpüştüğü bir kentteki bu bankta doğanın sesini dinlerken; yanınızda yâr dediğiniz olmazsa eğer, bürünmesin kalbiniz sessizce yalnızlığa; yâr yoksa, her zaman yaradan var unutmayın!

Mutlu Kalın.

Büşra SABURLU