5 Temmuz 2014

Bu derin ses(n)sizlik beni kahrediyor.


Gözlerim dalıyor uzaklara. Derinlerde arıyorum ellerini, gülüşünü, kokunu. Dizlerinde uyuduğumu hayal ediyorum, saçlarımı okşadığını, usulca seviyorum seni diye fısıldadığını.. Mutlu olduğumuz anları getirmeye çalışıyorum yüreğimin önüne.. Bazen yetmiyor işte. Her seferinde yaşadığım hayal kırıklığına aldırmaksızın tekrar tekrar seni arıyorum şehrimin her caddesinde. Gördüğüm her adam senmişsin gibi, heyecanla yanına yaklaşıyorum. Hissettirmeden derin bir nefes alıyorum. Sonra gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıyor; hayır diyorum hayır, bu da onun kokusu değil. Ve yine aynı sonu yazıyorum kalbime. Ümitlerim, umutsuzluk rüzgarlarında boğuluyor. Aşkım inadına sensizlikle sevişiyor. Yollarda bulamasam da seni, gelmesen de şehrime, olsun diyorum. Varsın bedeni olmasın. Yüreği yetmez mi. Yüreği var olsun. Canı sağ olsun. Ve başa sarıyorum kalbimi. Dizlerinde uyuduğumu hayal ediyorum, saçlarımı okşadığını, usulca seviyorum seni diye fısıldadığını.. Mutlu olduğumuz anları getirmeye çalışıyorum yüreğimin önüne.. Yetmeli bu sana diyorum, yetmeli.


“ Gece geliyor kente. Yüreğimin ıslattığı kirpiklerimi kapıyorum usulca.
Özlem sarıyor ruhumu; üşüyorum.
Gözlerin çıkıveriyor rüyalarımın en umutsuz izbe köşelerinde.
Yüreğim aşkınla ısınıyor.
Göz yaşlarım süzülüyor çehremdeki en ince çizgilerin arasından.
Bir sigara yakıyorum
Ve aşkını çekiyorum en derinime.
Sokak lambaları sönmüş;
Caddeleri insanlar terk etmiş, gökyüzünü yıldızlar..
Bu derin ses(n)sizlik beni kahrediyor.
Hapsediyor.
Mahvediyor.
Yok ediyor. “
                         BÜŞRA SABURLU 
Los Angeles / 5.7.14