25 Nisan 2014

Bu kez özlem dökülüyor tane tane, kağıdıma..


     Merhaba mis kokulu kağıtlarım, merhaba yüreğimin sesi mürekkebim. Köhne bir evin fütursuzca düzenlenmiş odasında zifiri karanlığın içindeki tek ayağı kırık sandalyemden döküyorum sana yüreksancılarımı. Çatıdaki tahtalarımın arasından buram buram yalnızlık kokusu doluyor sessiz evime. Duvarlarım çatlamış, yüreğim nemli.

     Bedenim titriyor, üşüyorum, hissizleşmiş ruhum. Gece avuçlarımda dans ediyor. Akreple yelkovan güneşi bana getirmek için sevişiyorlar. Tik tak tik tak..
Soğuk. Sessiz. Sensiz her yanım. Yalnızca kelimelerimle dokunabiliyorum şuan sana. Ve işte bu yüzden seçemiyorum kelimelerimi. Hangi kelimem sana dokunabilecek kadar değerli? Hangisi sana dokunmayı hakedecek kadar saf, temiz? Söylesene yâr, hangisi gözlerine bakarken yüreğini gördüğüm o an’daki hissi anlatabilir ya da hangisi dudaklarımızın ilk dokunuşundaki heyecanı hissettirmeye yetecek kadar güçlü kelimelerin?

19 Nisan 2014

Merhaba Arkadaşlar !


Sadece yazılarımı toparlayabilmek amacıyla açtığım bu sitenin, 1. yılını doldurmasının ardından değişiklikler yapmak istedim. Çalışmalarım hala devam ediyor.

Artık, bana ait uzun soluklu cümlelerime, "Yazılarım" kısmından,

Sadece üç beş cümleyle daha çok şey anlatmaya çalıştığım kelimelerime "Kıssadan Hisselerim" bölümünden,

Vakit buldukça köşeme çekilip okuduğum kitapların içeriklerine "Okuduklarım" kısmından,

Ve insanın en iyi dostunun ablası olduğuna inandığım değerli ablam, Şeyma Saburlu'nun tasarımlarına "Özel Tasarımlar" kısmından ulaşabilirsiniz.

İlginize ve desteğinize teşekkür ederim.

Büşra SABURLU


Hayatın her alanında başarılı olmaktı hedefi, başardı!


Şeyma Saburlu, 
Maltepe Üniversitesi Mimarlık fakültesi Mimarlık bölümünden yüksek onur belgeleriyle mezun oldu. Özel sektörde Mimar-İçmimar olarak çalışıyor. İşinin yanı sıra el sanatlarına olan merakı ve becerisi küçük yaşlardan itibaren başlamış. Özel tasarım ürünleri ve aksesuarlar tasarımlarıyla hala çalışmalarına devam ediyor.

Pozitif enerjisiyle yaptığı; 
Size özel, el emeği göz nuru sanatlarıyla siz de evinize renk katmak isterseniz,




59 Saniye / Prof. Richard Wiseman

"Sıradan kişisel gelişim formüllerinden ?basit anekdotlardan, basmakalıp sözlerden, zirveye ulaşma vaatlerinden? yorulduysanız, Richard Wisemanın 59 Saniye kitabı bize tıpkı bir doktorun reçetesi gibi gelecek." 
The Wall Street Journal


Psikoloji profesörü Richard Wiseman kişisel gelişim endüstrisi tarafından dayatılan günümüzün modern mitlerinin kirli çamaşırlarını ortaya seriyor ve insanların aylar değil, dakikalar içinde amaç ve tutkularında başarılı olmalarına yardım edecek yeni bir yaklaşım sunuyor. Wiseman ruhsal durumdan belleğe, iknadan sürüncemede bırakmaya ve dirençli olmaktan ilişkilere kadar pek çok konuda hızlı değişimin bu yeni bilimini destekleyen araştırmaların ana hatlarını çiziyor ve bu hızlı ve ilginç tekniklerin gündelik hayatla nasıl uyumlu hale getirilebileceğini tanımlıyor. 



Böğürtlen Kışı / Sarah Jio


"Canım Danielım,

Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum."

Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Danielı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Danielın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı.


Bukre / Kahraman Tazeoğlu

Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim. 


Aşkın İntikamı / Can Akbulut




Hayat yaşayarak, hissedilerek öğrenilir. Okuyarak, dinleyerek, bir kenardan seyrederek değil. İşte bunun farkında olan iki genç: Cem ve Melih. Alınan darbelere, yitirilen umutlara rağmen, hayatta kalma mücadelesi içindeler. Üstelik hayatın onlara yaptığını ödetmek için! Yaşamımız boyunca bizim için en önemli şey sizce nedir?


20 Yaşında Patron Olmak / Erdem Genç

"Henüz 25 yaşında ve 3 şirketin ortağı olan Erdem büyük bir girişimciliğiyle genç nesile örnek teşkil ediyor."
-Başarılı Gençler Kitabı-

"Zaman durup izlemek yerine katılıp eğlenme zamanı!"
-Hürriyet Daily News-

"Erdem Genç eğlenerek servet kazanmanın sırrını çözmüş, "hobilerini paraya dönüştürmeyi başarmış" yeni nesil bir girişimci."
-Taraf-


Üzerime Alındım Seni / Selim Akgün



Şiir dediğin sevdaların yürekten akışıdır. Gün yüzüne çıkmadan saklanıyorsa bir yerlerinde yaşamın, habis bir ur gibi şairini yaralar. Bu yüzden tanık ister şair. Ve paylaştıkça çoğalır… Her okuyan ya da dinleyen bir parçası oluverir şairin ve yeniden yola koyulmak için güç alır yeni ortaklarından şair. Bir kitapta toplamak şiirlerini "ben buradayım ve varım" demektir. Çünkü egemen ideoloji, okuyucunun kendi sunduklarını almasını ister kapı açmaz yeniliklere. O kapıları yazdıkları ile zorlayacak olan yine kendisidir ozanın. İşte elinizdeki bu kitap böyle bir emek ve çabanın sonucudur. Ben birden tutuluverdim. Sonra kendimi sorguladım. Bu kadar yakınımızda olanı bizim fark etmememiz Selim Akgünün suçu olamaz. Ama okuduğumuz her dizesinde kendisini bunca zaman sakladığı için ona karşı "sitem" hakkımızı elimizden almıyor. Bu yazdıklarımın "övgü" olmadığını ilk satırdan itibaren anlayacağınıza eminim. "seni üstüme aldım" diyor Selim Akgün bizde onu yüreğimize aldık. Yolun açık olsun dostum.

Tayfun Talipoğlu

Gerçekten Yaşıyor musun? / Aret Vartanyan

Sana karşı dürüst olacağım. 

Bugüne kadar herkes sana bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ailen, öğretmenlerin, toplum, gazeteler, kitaplar... Sana nasıl yaşaman gerektiğini anlattılar, ne yapman gerektiğini ve kim olduğunu. Sen fazla bir şey istemedin aslında... Mutlu, başarılı olmak, sevmek, sevilmek, hayallerini yaşamak, kendini değerli hissetmek... Yaşadıklarınla, zamanla, ruhun, zihnin karıştı. Artık sana anlatılanlara da ruhun doydu. 

Ben de çok sıkıldım. Mutluluk için, başarı için, kendim olmak için bana sürekli vaatlerde bulunan kitaplardan, seminerlerden, kurallardan, öğretilerden... 

Yıllarca yol aldım, oradan oraya sürüklendim... Sonunda cümleleri topladım. Ve elinde tuttuğun sayfalara taşıdım. 

İnsanlara karıştım, gözlerine baktım, yüreklerinde yer buldum. Sorum aynıydı, "Gerçekten yaşıyor musun? Yoksa sadece nefes mi alıyorsun?" 

Her cümlesi damıtılarak yazılmış, deneyimle ve gerçek hayatla boyanmış gerçeğimi paylaşıyorum. Klişelerden, basmakalıp sözcüklerden uzak yüreğimi ve dünyamı ardına kadar sana açıyorum. Günahlarınla, sevaplarınla, eksilerin artılarınla, karanlık noktalarınla, yaralarınla sen, sensin... Tüm kapılarını açacak, seni gerçekten yaşamaya götürecek bir tane gerçek var. Elinde tuttuğun sayfalar, onu sana göstermeye geldi. 

Kitapları ve Yaşam Atölyesi ile yüz binlerce insana ulaşan Aret Vartanyan, Gerçekten Yaşıyor musun?da kendimiz olabildiğimiz, hayallerimizi yaşadığımız ve son nefeste "İyi ki yaşadım!" diyeceğimiz bir yaşamın sırlarını paylaşıyor.
(Tanıtım Bülteninden)


Umut / Ayşe Kulin

Osmanlı’nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken, 

Kulin ailesi Bosnadan İstanbula göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu. 

Sabahat ile Aramın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti. 

Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için... 

Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut Hayat Akan Bir Sudurda Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu kez de Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu sancılı yıllarda tanıklık ediyor. Akıp gitmekte olan günlük hayat derinden değişmekte, bu değişim aşklara, dostluklara, aile ilişkilerine, her şeye yansımaktadır. 

Ayşe Kulin, bir kez daha okurlarına ellerinden bırakamayacakları, okuyup bitirdikten sonra anılarına katacakları bir armağan sunuyor.

Bahanelerden kurtulmak isteyenlere !




     Geçen hafta bir tv programında gördüm, sigarayı bırakmak üzerine dünyanın ilk ve tek filmi yapıldı diye fragmanlar gösteriyolar, söyleşiler yapılıyordu. Merak ettim ve internetten araştırdım. Emre Üstünuçar’ın yaklaşık bir buçuk saatlik bir terapisinden oluşuyordu film.  Peki Emre Üstünuçar kimdi?

      Yıllarca temel satış becerileri, ileri satış teknikleri, zamanı etkin kullanma, delegasyon, temel iletişim ve empati geliştirme, beden dili, stres yönetimi ve sunuş becerileri konularında eğitimler vermiş, 2004 yılının Ekim ayından beri, 53 ülkede ortalama %62 başarı oranı ile dünyada 11 milyon insanın sigarayı bırakmasını sağlayan başarı oranı en yüksek sigara bıraktırma yöntemi olan Allen Carr Türkiye kurucusu ve Allen Carr Terapisti imiş.

      Bunların dışında da aldığı o kadar çok eğitim var ki, bunları okuyunca gitmem gerektiğine inanıp, sinemanın yolunu tuttum.

      Ve sizlere 1 Okur 1 Yazar ' da anlattım, gözlemlerimi. 

Yazarların Yeni Buluşma Noktası !

Mürekkebim kendi doğuşunu yazıyor..

Ufacıkken ellerim ve küçücükken bedenim başladım, hislerimi mis kokulu defterlerime anlatmaya. İnanır mısınız bilmem 2.sınıfta sırdaşım dostum diye başlayarak yazdığım günlük defterlerim hala arşivimdedir. İşte belki de o zaman farkettim hislerimi kağıda dökmenin bana mutluluk kattığını. Ve hiç bırakmadım elimden kalemimi, yaşadıkça yazdım; yazdıkça yaşadım. Çoğu zaman şahit olduğum yaşamlardaki başrollerin yerine koydum kendimi, bir nevi empati kurdum ve öyle akıttım mürekkebime kelimelerimi. Usul usul yüreğimin en derinlerine inmeye başladım. Yüreğimin sesini duyar oldum, ona kulak verdim ve duyguların değerini öğrendim.. Bir kaç blog açtım ve insanlarla acılarımı sevinçlerimi daha doğrusu duygularımı paylaşmayı öğrendim. Hiç tanımadığım insanlarla aynı anda aynı hisleri yaşamanın güzelliğini sevdim, mutlu oldum, heyecanlandım, yazdım, daha çok yazdım, daha çok paylaştım.

Ve sonra bir gün, bir sosyal medya ağında yazmayı seven arkadaşlar buyrun diye bir yazı gördüm, mail attım ve tanıştım bu projenin başrolü, güzel yürekli  ve değerli yazar; Can AKBULUT ile.

Sonra ne mi oldu? Tıklayın, kelimelerimin aşk'ını birlikte okuyalım.  

Film Önerilerim I


Şu sıralar bir çok film izlediğimi farkettim. Ve 1 Okur 1 Yazar 'daki bu haftadaki köşe yazımda sizlerle izlediğim bir kaç filmi paylaşmak istedim.





Başka bir haftada başka güzel filmlerde buluşmak dileğiyle.
Mutlu kalın.
Büşra SABURLU.






Ben Kimim ?

Ben kim miyim?
" Mürekkebine göre barındırırım insanları.
Herkes kendi yazısını kendi yazar hayatıma.
Gülüşler geçer üzerinden yazıların, sahtelikler yıpratır..
Ucuzsa mürekkebi; yazan siler kendini,
Herkes kendi yazısını yıpratır aslında.
Ben silmem kimseyi,
İçten yazılmamış her yazı zamanla uçup gider.. "
Selim Akgün' ün bu sözlerini kendine felsefe edinmis, içinden geçenleri kaleme dökmekten vazgeçmeyecek, kendi halinde bir yazarım.
Hadi bir göz atın yazılarıma, kim bilir belki içimizden geçenler bir noktada kesisir..
Gözlerinize saglık.

By Busra Saburlu


© Her hakkı saklıdır.