Her yüreğimi
kalemime aldığımda,
Dolar
gözlerim.
Sonra
onlarda dayanamaz,
Süzülürler
yanaklarımdan birer birer.
Sebebi yok
derim kendi kendime,
Sebebi yok.
Ardından,
içimdeki birikmişlikler seslenir ordan,
Burdayız
der, burda!
Hiç
gitmedik ki.
Gitmeyede
niyetimiz yok ki.
Kabullenmekten
başka çaresi olmayan benliğim,
Susar yine,
Sessizleşir.
İçine
gömülür;
Adeta
kaplumbağaların o muhteşem tenine dokununca korkudan kabuğuna çekilişi gibi,
Yüreğimde
kabuğuna çekildi şimdi.
Neden
diyorlar bana,
Neden?
Kendi yaşadıklarım
beni bu hale getirdi sanıyorlar,
Yine yanılıyorlar.
Yüzlerine
bakıp,
Gözümdeki
yaşlarla gülümsüyorum onlara.
Çevreme bakıyroum
ben hep,
Hayatın acımasızca
insanlara yaşattıklarına bakıyorum.
Farklısın
deyipte, gerçekten farklı oldugnu aldatarak gösterenlere,
Sarılıpta
güven bana diyenlerin, ne kadar güvensiz olduklarına.
Sevdiğini;
üzerek, hayal kırıklığı yaşatarak gösterenlere..
Söylesenize
bu kadar yaşanmışlık varken,
Nasıl sever
insan ?
Kimi
sever ?
Niye sever?